Finans kavramı dünya genelinde sistemin içinde olan ya da olmayan birçok insanın aşina olduğu ve olmaya devam edeceği bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Literatüre bakıldığında ilk finansal endişelerin 1929 Dünya Ekonomik Buhranıyla olduğunu söylemek mümkündür. Fakat bu tarihten önceki yıllarda elbette finans kavramı hayatın içinde olup etkisini belirli bir konjonktürde göstermekteydi.
Bu tarihlerde dünya siyasal düzeninin değişimi ve süregelen savaşların yıkıcı etkisi ülkeleri finansal anlamda daha temkinli ve rekabetçi olmaya zorladı. İşte bu zorlama dünyamız için yeni siyasi ve ekonomik düzenin değişim habercisi olarak hala hız kesmeden devam etmektedir.
Ülkeler artık daha agresif, şirketler daha rekabetçi ve piyasa sürekli değişkenliğin sinyallerini vermektedir. Böyle bir oluşumun içinde birer tüketici konumundaki bireyler olarak bizler; daha bilinçli ve sağlam tercihler yapabilmek, hayat kalitemizi yükseltip, risklerden korunmak açısından finansal anlamda farkındalık kazanmak son derece önem taşımaktadır.
Avrupa’da finansal farkındalık ve okuryazarlık 1980 li yıllardan itibaren önem kazanmış ve özellikle günümüzde Dünya Bankası, PISA ve OECD’nin üzerinde durduğu konulardan biridir. Peki dünya neden finansal okuryazarlığa ve farkındalığa bu kadar önem veriyor? Bu sorunun birçok cevabı olmakla birlikte en önemlileri hiç kuşkusuz şöyledir;
- Dünya ekonomisi hızla gelişmekte ve daha karmaşık ürünler hayatımıza girmektedir. Bu sebeple piyasada arz tarafındaki kuruluşlar daha bilinçli müşterilere ulaşmak istemekte ve portföyünü geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu sebeple tüketicilerin piyasadan bihaber olmayıp, piyasayı zorlayan daha iyiyi ve yeniyi talep eden bireyler olması bu kuruluşları daha rekabetçi ve dinamik yapacaktır.
- Diğer bir konu ise tüketici tarafından olaya baktığımızda bütün bu yenilikler ve değişim beraberinde karmaşık ürünleri beraberinde getirmektedir. Hepimiz finansal sistemin aracılarından biri olan bankalara gittiğimizde buradaki ürünlerden kendimizce en bilindik ve risksiz olanları tercih ederiz. Bunun sebebi riskten kaçınmamızdır.
- Tabi burada bankalardaki bütün ürünler risklidir sonucunu çıkarmamak lazım. Sadece bireyler ürünler hakkında bilgi sahibi ya da farkındalık sahibi değillerse uzak durmayı tercih ederler. Sonuç olarak piyasadan uzak duran tüketici kitlesi bankaların ve diğer aracı kuruluşların en çok üzerinde durduğu bu kitleye ulaşmaya çalıştığı yeni bir finansal problemi yaratır? Piyasaya girmeye çekinen bu kitle nerede? Veya bu kitle neden finansal sisteme girmemeyi tercih ediyor? Bütün bu sorular her gün dünyamız ve ülkelerin finansal kuruluşlarının önemli uğraş konularından biri olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Finansal farkındalık kavramının önemine değindikten sonra bu kavramın ne olduğunu kısaca anlatalım. Bu kavramı OECD şöyle tanımlıyor:’’ Finansal tüketici ve yatırımcıların finansal ürün ve kavramlar hakkında bilgi ve anlayışlarını geliştirmelerini ve bilgi, yönlendirme ve/veya objektif tavsiyelerle finansal risk ve fırsatları daha iyi fark etmelerini, daha bilinçli tercih yapmalarını, nereden yardım alması gerektiğini bilmelerini ve finansal refahlarını artırmak için diğer tüm etkin faaliyetleri yapmalarını sağlayan bir süreçtir. (OECD’den aktaran Akyol, 2010)
Tanımdan da anlaşılacağı üzere farkındalık kazanmak bireylere daha bilinçli tercih yapmanın kolaylığını sağlarken bir taraftan da risklerden kaçınmaya yardımcı olmaktadır. Yani farkındalık kazanmak bize farklı bir bakış açısı kazandırarak finansal sistemin içinde daha güçlü durmaya yarayacak argümanları da beraberinde getirecektir.
Finansal sistemin içindeki en önemli aktörlerden biri olan tüketiciler olarak bu hafta içi devlet bankalarının konut kredileri faiz oranlarını 0.99 ‘a düşürdükleri bilgisini edindik. Yukarıda bilgisini verdiğim terimler bu açıdan çok önem taşımaktadır. Konut kredisine başvurmayı düşünen tüketicilere bu faiz indirimi vesilesiyle süreci iyi takip edip finansal yatırımlarını doğru şekilde yapmalarını tavsiye ederim.
Çünkü finansal okuryazar ve finansal farkındalığa sahip bireyler olmanın ilk şartı bir finansal ürünü en doğru bilgiyle ve yöntemle nasıl bütçemize uygun alacağımızdır. Piyasayı takip etmek onun işleyişini anlamak biz tüketiciler için şüphesiz ki çok önemlidir. Bu alanda ilerleyen zamanda daha farklı konularda bilgi vermeye devam edeceğim.
İki uzmanlık alanımdan biri olan aile danışmanlığı,finansal okuryazarlık alanında siz değerli okurlara bilgi vermeye veya mevcut bilginizi geliştirmeye yarayacak yöntemleri hem de bu alanla uzaktan yakından ilişkili konulara değinmeye çalışacağım.
Yazıma son verirken hepinize bol kazançlı güzel bir hafta diliyorum.
Filiz EKER
Finans Uzmanı / Sosyolog