Merhaba sevgili okurlar,
Kimine göre bela kimine göre sınav olan 2020 yılını acısıyla tatlısıyla bitirdik. Temennilerimiz yaşadıklarımızdan öğrendiklerimizi önümüze kılavuz yapacağımız başta sağlık ve huzur olmak üzere iyi bir yıl geçirmemiz.
Ben girmiş olduğumuz yıla bir soru ile başlasak şunu sorardım kuşkusuz;
‘’Bir ömrü yaşanabilir kılan şeyler nelerdir? ‘’
Özellikle 2020 nin hem küresel hem toplumsal hem de bireysel olarak öğrettiği belki halen belli kitlelere öğretemediği şeyleri incelediğimizde bu soru daha derin anlamlar barındırıyor. Kolektif olarak hepimiz yoğun bilgi kirliliğinin olduğu, çözümlerin hep muallakta kaldığı sadece önlemlerde etkimiz olduğu covid-19 virüsüne tepkiliyiz, birçoğumuz sevdiklerini kaybettiği için kızgın fakat doğada insanoğlunun yüzyıllardır mücadelesi hep bilinmeyen karşı olmuş ve bulduğu çözümler şimdi yaşamımızda kullandığımız medeniyet başlığı altında bizlere sayısız fayda sunan şeyler. Birkaç yıl sonra bu virüs ile ilgili de benzer şeyler olacağına inanın güçlenerek çıkacağımız bir savaşın ortasında olduğumuzu unutmamalıyız.
Ve işte tam da bu savaşın ortasında konfor alanlarımızın daraldığı yerde milyonlarca insan yaşamı yaşanabilir şeyler üzerinden sorgulayarak geçirdi. Kimileri hayattan nasıl keyif aldığının farkına varırken yaşama veda edenlerin ardından şükür kelimesi çok büyük anlamlar yüklenerek hayatımızdaki yerini sağlamlaştırdı. Sarılmak, dokunmak, bir arada olmak, sosyalleşmek, seyahat etmek ve daha birçok şeyin hatta en önemlisi nefes almanın önemi derin derin içselleştirildi ve ne kadar kıymetli olduğu anlaşıldı. Sonuç olarak birçoğumuz bize verilen 365 günlük yeni bir yılda hiç olmadığı kadar yoğun duygularla yaşama arzusunda.
Peki, yine sorumuza dönersek bize sunulan bu yeni yılı daha yaşanabilir kılmak için neler yapabiliriz? Tam bir yıl sonra geriye dönüp baktığımızda kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacak şeyler neler olurdu? Hiç kuşkusuz sevginin ve şefkatin yoğun olması sevdiklerimizin sağlığı ve huzuru öncelikli konular tabi ki bunun dışında bu yılı daha stratejik yaşamak gerektiğini söylesek yanlış olmaz sanırım. Strateji ne peki?
En genel tanımı ile strateji orta ve uzun vadeli yol haritası demek. Hepimiz kendi yolculuğumuzda bir takım zorluklarla mücadele ediyoruz. Ana yoldan çıksak patika yollarla yeniden istikametimize giriyor ve bu yeni yollarda yeni şeyler öğrenerek gelişimimize devam ediyoruz. Bu açıdan strateji önemli bir kavram yoksa rotası olmayan bir gemiden farkımız olmazdı değil mi?
Evet, sizlere aslında başarı ve verimliliğini arttırmak isteyen iş dünyasının yönetici ve çalışanları için yazılmış bir kitapta okuduğum tekniklerden bahsedeceğim. Hepimiz kendi hayatımızın yöneticisi olduğumuzdan kişiselleştirildiğimizde sosyal hayatımız için de iyi bir yol haritası olabilecek bu yöntemleri uygulamaya başlayabilir yolculuğunuzu daha anlamlı hale getirebilirsiniz. Hatta kendi bulduğunuz uygulamakta olduğunuz yöntemlerle size verdiklerimi harmanlayıp yeni bir plan bile oluşturabilirsiniz. Tercih sizin.. Gelelim hayatımızı anlamını arttıracak yol ve yöntemlere;
- Açık Olun: Ne istediğinizi tam olarak belirleyin. Açıklık esastır. Başlamadan önce hedeflerinizi ve amaçlarınızı bir kâğıda yazın.
- Her Günü Önceden Planlayın: Kâğıt üzerinde düşünün. Planlamaya ayırdığınız her dakikaya karşılık, uygulamada beş ila on dakika kazanırsınız.
- Her şeye ‘’80/20 Kuralı’’ nı Uygulayın: Yaptıklarınızın yüzde 20’si, sonuçlarınızın yüzde 80’ine tekabül eder. Çabalarınızı daima tepedeki %20 ye yoğunlaştırın.
- Sonuçlarınızı Hesaba Katın: Sizin en önemli öncelikleriniz, hayatınız ya da işiniz üzerinde (olumlu ya da olumsuz) en ciddi sonuçları doğuracak olanlardır. Her şeyden daha fazla onlara odaklanın.
- ‘’Yaratıcı Savsaklama Tekniği’’ ni Kullanın: Her şeye kendiniz yetişemeyeceğiniz için, düşük değerli işleri bilerek ertelemeyi öğrenmelisiniz; Böylece gerçekten önem arzeden işlere vakit ayırabilirsiniz.
- Her Zaman ‘’A,B,C,D,E Yöntemini’’ ni Kullanın: Başlamadan önce bir iş listesi çıkartın. Oradaki işleri, değerlerine ve önceliklerine göre düzenleyin. Böylece en önemli etkinlikleriniz üzerinde çalıştığınızdan emin olursunuz.
- ‘’Üç Yasası’’nı Devreye Sokun: Yaşamınızda en çok katkısı olacak üç ana amacınızı/işinizi tespit edin ve her şeyden önce, söz konusu bu üç işi tamamlamaya odaklanın.
- İşe Başlamadan Önce iyi Bir Şekilde Hazırlanın: İşe başlamadan önce, ihtiyaç duyacağınız her şey elinizin altında olsun. Gerekli olan tüm bilgileri, araçları ve çalışma malzemelerini toplayın.
- Her 5 Kilometreye Bir Varil: Adım adım ilerleyerek en büyük ve en karmaşık bir işin bile üstesinden gelebilirsiniz.
- Kilit Öneme Sahip Olan Becerilerinizi Geliştirin: Önem arzeden işlerde ne kadar bilgili ve hünerli olursanız, işe o kadar çabuk başlar ve o kadar hızlı bitirirsiniz.
- Tıkandığınız Kilit Noktaları Tespit Edin: En önemli hedeflerinize ulaşma hızınızı kesen, içsel ya da dışsal tıkanma noktalarını belirleyin ve onları gidermeye odaklanın.
- Kendinizi İşe/Amaca Koşan Siz Olun: Sanki bir aylığına ayrılmak ve işinizi bırakmak zorunda olduğunuzu hayal edin ve gitmeden önce bütün önemli işlerinizi bitirmeniz gerekiyormuş gibi çalışın.
- İyimser Olmanın Erdemi: Kendi kendinizin amigosu olun. Her şart altında işin iyi tarafına bakın. Sorunlara değil çözümlere odaklanın. Olay veya durumlara daima yapıcı ve iyimser taraftan ama gerçekçi bakın.
- Teknolojinin Esiri Olmayın: Teknolojik bağımlılıkların esaretinde geçirdiğiniz zamanları azaltın. Cihazınızı sık sık kapatmayı ve kapalı tutmayı bir nevi teknoloji detoksu yapmayı öğrenin.
- İşinizi Küçük Parçalara Bölün: Büyük ve karmaşık işleri minik parçalara bölün ve işe tek tek onlardan başlayın.
- Bir İşi Ele Aldığınızda Sadece Onunla Uğraşın: En önemli işinize derhal başlayın ve onu 100 de 100 bitirmeden çalışmayı bırakmayın. ( Ye O Kurbağayı / Brıan TRACY syf.158-159-160 )
Yukarıdaki yol haritası yöntemlerine kendi yöntemlerinizi de ekleyebilirisiniz burada önemli olan bu hayatınızın bir parçası olana dek bu yöntemleri uygulamak. Şunu da ekleyelim bütün bunları hayatınıza bir anlam katması ve sizi iyi hissettirmesi için yapın.
Gülümsemeyi ve kendinize şefkat göstermeyi ise hiç ihmal etmeyin ki bu süreç eğlenceli geçsin.
Sevgiler
Filiz EKER
Ekonomi ve Aile Sosyoloğu